Bizimle İletişime Geçin

Hizmetlerimiz

Sağ Beyin Gelişimi

"Ergenlik öncesi dönemde sağ beyine “yardım ve tedavi etme yeteneği” kazandırma hizmetimizle birlikte, bireylerin duygusal zekalarını, fotoğrafik hafıza ve ön hafıza belleklerini güçlendirme ile birlikte sağ beyin potansiyellerini keşfetmelerine rehberlik ederek, ömür boyu sol beyinlerinde oluşacak biyolojik, psikolojik ve nöropsikolojik karşılaşılacak sorunların sağ beyin tarafından tedavi edilmesinin önünü açıyoruz”

Kapsamlı Analiz ve Tespit

"Özellikle ergenlik öncesi çocuklarda: duygusal zeka(EQ), mantıksal zeka(IQ), ruhsal zeka(SQ) uyumunun veri ve testlerle belirlenmesi, zeka tür baskınlık tespiti, sağ ve sol beynin kullanım oranları, fotoğrafik hafıza performansı, sağ beynin tedavi etme yetenek durumu, ön hafıza bellek kapasite durumu, bilinçaltı dürtüsel davranış değerlendirmesi, epifiz bezi ve çakraların değerlendirme gibi birçok durumları ilimsel ve bilimsel yöntemler ışığında titizlikle ve profesyonelce yüksek geçerlilikte güvenle yapıyoruz.”

Aile ve Yaşam Koçluğu

"Gerek öğrenci, gerek yetişkin, gerekse anne babaların yaşamlarında karşılaştığı sorunlarda rehberlik yaparak en doğru çıkış yollarına ulaşmada rehberlik sağlıyoruz. Bu konuda sağ beynin en etkin şekilde nasıl kullanılması gerektiği hususnda etkin son yöntem teknikleri kullanıyoruz. Böylece bireylerin duygusal ve zihinsel sağlıklarını destekleyerek, güvenli bir ortamda kişisel keşif ve iyileşme süreçlerine rehberlik ediyor, sağlıklı bir yaşam dengesi kurmalarına yardımcı oluyoruz."

image
image
image
image
Yorumlar

Görüş Yorumlar

image
image

502

Danışan

36

Konferans

723

Köşe Yazısı

Sağ Beyin Bilgi ve Yazılar
Çocuğa Yapılan En Büyük İhanet !

Dilimiz her zaman “Önce sağlık, huzur ve mutluluk” dese de ister kabul edelim ister etmeyelim gönlümüz hep “Meslek, iş, aş, para ve gelecek” demiştir.

Çocuklarımıza bu durumu öyle aşılıyoruz ki onlar daha okula başlar başlamaz kendilerini adeta bir yarış pistinde buluyorlar.

Çocukların tek bildiği kavramlar; Deneme sınavı, ödev, doğru, yanlış, derece, yüzdelik dilim, LGS, TYT, AYT…

Tanıştırılmadıkları için bilmedikleri kavramlar; Mutluluk, resim, şarkı, oyun, hayal, sevinç, üzüntü, gözyaşı, empati, zorluklarla mücadele…

Çocuğa en büyük ihanet nedir biliyor musunuz? “Ben hayatın tüm zorluklarını yaşadım. Onlar yaşamasın!” anlayışıdır.

Osmanlı İmparatorluğunda şehzadeler bile böyle bir abartı yaşam görmemişlerdir.

Çocuk üzülmeyecek, ağlatılmayacak, ağlatanın ya da üzenin ocağına incir ağacı dikilecek.

Çocuk çanta bile taşımayacak. Gerekirse sınıfa kadar çanta anne baba tarafından taşınacak. Onun kılı bile yorulmayacak.

Çocuk okula dolmuş, otobüs ya da yürüyerek gitmeyecek. Servis sokağa değil evin önüne kadar gelip alacak.

Çocuk 1 isterse 10 alınacak. O asla üzülmeyecek.

Ergenlik, karakterin kadere dönüştüğü yaştır. Ergenlik öncesi beyin, yaşadığı zorluklarla mücadeleyi öğrenir. Empatiyi, vicdanı, merhameti, güzel ahlakı öğrenir. Mutluluğu öğrenir. Kısaca ham iken pişip yanmayı öğrenir.

Ergenlik sonrası beyin ham kaldı ise o beyin artık çiğdir. Bırakın yanmayı pişmez bile artık…

Bu durumu yaşanmışlıklarla pekiştirmek daha doğru olacak sanırım.

Sağ beyin gelişimi üzerine İstanbul’da verdiğim bir seminer sonrası “Hocam sizle görüşebilir miyim?” diyen orta yaşlarda bir hanım yaklaştı. “Buyrun!” dememle birlikte gözlerinden çeşme misali yaşlar akmaya başladı. Kendisini biraz sakinleştirmeye çalışsak da başarılı olduğumuz söylenemezdi.

Bu bayan bir anne idi ve derdi o kadar büyüktü ki üzülmemek elde değildi. Sözler ağzından hep ağır yaralı ve koma şeklinde çıkıyordu.

“Hocam, seminerinizi baştan sona kadar dinledim. Siz hep ergenlik öncesinden bahsettiniz. Anne, baba, öğretmenlerin yaptığı hatalardan bahsettiniz. Biz o hataların en büyüğünü yaptık. Şimdi onların cezasını çok ama çok acı çekiyoruz.

Oğlum doğuştan çok zeki bir çocuktu. Okuma yazmayı 4 yaşında kendi kendine öğrendi. Biz onu en iyi okullara gönderdik. Her isteğini yerine getirdik. Ne istedi ise mislisi ile aldık. En iyi özel hocaları tuttuk. Gece gündüz ders çalıştı. Deneme sınavlarında hep ilk üçte idi. Yaz tatilleri bile elinden test kitapları düşmezdi.

Üniversite sınavında Türkiye’de ilk 50’ye girerek hayalindeki tıp fakültesine girdi.

Tüm zorluklar bitti derken asıl zorlukların yeni başladığını üniversite ikinci sınıfta öğrendik. Oğlum büyük boşluğa düştü. ‘Hayattan zevk almıyorum artık..’ deyip intihara kalkıştı ve bunu 2 defa daha denedi. Diken üstündeyiz. Her an bir şey olacak diye ödümüz kopuyor.

Sizin seminerinizi dinledikçe kahroldum. Biz çocuğumuza zorluklarla mücadeleyi öğretmedik. Resim yaptırmadık. Şarkı söyletmedik. Hayattan zevk almayı öğretmedik. Hayal kurdurmadık ve mutlu olmayı öğretmedik. Kabul ediyorum. Bu vebal önce benle eşimin daha sonra öğretmenlerin. Allah’ım affetsin bizi. Biz çocuğumuzun kaderini kendi elimizle çizdik ve mahvettik.

Keşke, keşke, keşke oğlum tıp fakültesine gideceğine sanayiye gitseydi. Sanayide çırak olup eli yüzü kapkara olsaydı. Üstü başı yağ koksaydı ama eve mutlu gelseydi…”

İnsan mutluluk yolunun kıymetini mutsuzluk yolunda yürümekle öğreniyor maalesef.

Cenab-ı Hak bu annenin yar ve yardımcısı olsun inşallah.

Yaşanmış bu olaydan umarım anne, baba ve meslektaşlarım birazcık ders çıkarırlar.

Çocuğun kaderinde yazılan rızk ve mesleğe kimse ama hiç kimse engel olamaz. Lütfen bunu unutmayalım. Ayrıca söylemekten hiçbir zaman bıkmayacağım şu sözün de her zaman arkasındayım “Ergenlik öncesi ders, ödev ve testlerin meslek kazanımına katkısı sıfır oğlu sıfırdır.”

Çocuğunuza gereksiz bilgileri değil hayatı, zorluklarla mücadeleyi, vicdanı, merhameti ve mutlu olmayı öğretin. Merak etmeyin gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.

Bırakın çocuğunuz kendi kaderini kendisi çizsin. Emin olun ki onun çizdiği kader hem sizi hem kendisini ömür boyu mutlu kılacaktır.

Can Simidi; Duygusal Zekâ (EQ)

Dünyayı yöneten ve yön veren insanlar IQ’su yüksek olanlar değil, EQ’su yüksek olan insanlardır.

Peki nedir bu IQ, EQ ?

IQ; mantıksal zekâdır. Tüm özellikleri doğuştan yüklenmiş ve beynin sol kısmı ile ilgilidir. Genel anlamda sol beyin zekâsıdır. EQ; duygusal zekâdır. Beynimizin sağ kısmı ile ilgilidir.

Sosyal iletişim, özgüven, yaşama sevinci, mutluluk, empati EQ’nun en karakteristik özellikleridir.

Genel anlamda sağ beyin zekâsıdır. Bir de SQ kavramı vardır. SQ; ruhsal zekâdır. IQ ve EQ değerlerinin toplamıdır.

İnsan psikolojisi  SQ değerleri ile ilgilidir. SQ değerini dengeleyen ve geliştiren EQ yani sağ beyin zekâsıdır.

Değer olarak içinde olduğu kabul edilse de IQ’nun, ruhsal zekâ gelişimine katkısı çok fazla değildir. IQ değeri yüksek olan üstün zekâlı insanların başarılı olabilmeleri ve toplum nezdinde üstün faydalar gösterebilmeleri için EQ ve SQ seviyelerinin IQ ile dengeli olması gerekmektedir.

Ülkemizde IQ seviyesi yüksek olan üstün zekâlı insanlarda daha sık görülen psikolojik sorunlar ve yaşam zorlukları, bahsettiğimiz EQ ve SQ değerlerinin IQ ile dengeli olmamasından kaynaklıdır.

IQ seviyesi düşük olanların, yüksek olanlardan daha mutlu olmasının temel sebebi; yine EQ ve SQ değerierinin yüksek ve IQ değerlerine çok yakın olmasındandır. EQ ve SQ değerinin yükselmesi ancak sağ beyin gelişimi ile mümkündür. Sağ beyin gelişimi ergenlik kavramı ile doğrudan ilgilidir.

Ergenlik döneminin bitmiş olması, sağ beyin gelişiminin de sona ermiş olması anlamına gelmektedir. IQ; akademik başarı, EQ; hayat başarısıdır.

Ülkemiz eğitimi IQ temelli bir eğitim sistemidir. IQ, bir binanın kat sayısıdır. Normal zekâya sahip insanlar; tek katlı binalara, üstün zekâlı insanlar; yüksek katlı gökdelenlere benzerler.

EQ ve SQ ise “O bina ve gökdelenler içinde yaşanan huzur ve mutluluktur.” Gökdelenlerin gösterişi ne kadar fazla , fiyatı ne kadar yüksek olsa da içinde mutluluk ve huzur yaşanmıyor ise, o gökdelenler görünüşte güzel özde çirkindirler.

Gecekondu ve tek katlı evler, dışarıdan ne kadar harap ve çirkin görünseler de eğer içlerinde yaşanıyorsa huzur ve mutluluk, o binalar en gösterişli ve en güzel evlerdir.

Ülkemizde maalesef binaların gösterişine önem verilmekte, huzur ve mutluluklar ihmal edilmektedir ki bu sebeple IQ seviyesi yüksek olan üstün zekâlı insanlar, normal insanlara göre daha fazla sorunlar yaşamaktadırlar.

Bunun sebebi; ergenlik dönem öncesi EQ ve SQ değerlerinin düşük kalmasına sebep olan sağ beyin gelişimlerinin sağlanamamasıdır.

Ülkemizde EQ, SQ seviyesi yüksek olan normal zekâlı insanlar, EQ seviyesi düşük olan üstün zekâlı insanlardan çok daha fazla başarılı, mutlu ve huzurlu bir hayat sürdürmektedirler.

Halbuki okullarda IQ seviyesinin geliştirilmeyeceğini anlamış olup ergenlik öncesi sağ beyin gelişimine önem vererek EQ ve SQ değerlerini yükseltmiş olsa idik hem ülkemiz, hem ülkemiz eğitimi çok daha farklı yerlerde olmuş olacaktı. Çünkü EQ ve SQ seviyesi yüksek olan üstün zekâlı öğrenciler bu ülkenin kaderini değiştirebilecek doğuştan özel yaratılmış çocuklardır.

Ordu; sol beyin, komutan; sağ beyindir. Yüksek donanımlı ve güçlü de olsa bir ordu, komutansız olarak savaşı kaybetmeye mahkûmdur.

SINAV KAYGISI

Öğrenci derslerde çok başarılı, deneme sınavları ve test çözümlerinde ise üst sıralarda yer alıyor. Ancak yapılan seçme sınavlarında aynı başarıyı gösteremiyor ve dipleri görüyor.

Sonucunda da bu yaşananlar öğrenci ve aileleri üzerinde ağır duygusal çöküşlere sebep olabiliyor. Bu duruma biz psikolojik sorunlar içerisinde kabul ettiğimiz “Sınav Kaygısı” sorunu diyoruz.     Sınavlar esnasında paniğe kapılmaya, bildiği her şeyi unutmaya, yapılan tüm hazırlıkların heba olmasına ve ağır psikolojik travmalara sebep olan sınav kaygısı genetik olarak doğuştan kaynaklanan bir sorun değildir.

Bu sorunun baş mimarı üzülerek söyleyelim ki anne, baba, öğretmen ve sosyal çevredir.   Sınav kaygısı; bilinçaltı kaynaklı vesveselerin sebep olduğu olumsuz davranış zincirleridir. Bu olumsuz davranışlar, ergenlik öncesi bilinçaltından silinmez ise ergenliğe giriş süreciyle birlikte diğer tüm davranışlarla birlikte karaktere dönüşecek ve bireyin ömür boyu vazgeçilmez bir yaşam tarzı haline gelecektir.  

Ergenlik öncesi sınav kaygısı sorunu çözülmeyen her insan, hangi yaşta olursa olsun, hangi sınava girerse girsin bu sorunu yaşamaya devam edecek ve artık onun bir kaderi durumunda olacaktır.   Sınav kaygısı sorunu nasıl oluşur ?   Akademik başarı; sol beyinde, duygular; sağ beyinde gerçekleşir.

Beyin gelişimi sağ beyinden sol beyine doğrudur. Sağ beyin gelişimi 12 yaşına kadar büyük oranda tamamlanır. Sağ beyin geliştikçe sol beyin de yeteneklerini bir bir ortaya çıkarmaya başlayacaktır.   Çocuklar okula başlar başlamaz sol beyin yani akademik başarı derdine düşülmekte ve sağ beynin gelişimi ihmal edilmektedir.

Sağ beyin ne kadar gelişirse sol beynin doğuştan kendisine verildiği düzeyde akademik başarı yeteneği de o denli gelişir. Sağ beyin ne kadar ihmal edilirse, sol beyin de o kadar ihmal edilmiş olur.   Gelişimi yeteri kadar sağlanmayan sağ beyin güçlü bir konumda değildir.

Kendi bölgesinde oluşabilecek olumsuzluklara müdahale edecek bir hakimiyete sahip değildir. Bu durum, bünyesine sinsice yerleşen vesvese virüsü (bilinçaltı olumsuz davranış) ile savaşta onu güçsüz kılacak ve virüslerin esiri haline getirebilecektir.  

Okulllarda özellikle ergenlik öncesi yaşlarda öğretmenin; fazla ödev vermesi, deneme sınavları yaparak öğrencileri başarılı- başarısız ayrımına gitmesi, akademik başarısı yüksek olan öğrencilere özel davranması, sadece akademik başarı gösteren öğrencilere ödül vermesi, akademik başarısı yüksek olan öğrencileri gruplarda fotoğraflarını yayınlayarak övmesi, anne babanın bu durumları görerek başkalarının çocukları İle kendi çocuklarını kıyaslaması ve akademik başarı için çocuklarına yoğun baskı oluşturması gibi benzer her davranış çocukların bilinçaltlarına yerleşen olumsuz davranışlardır.  

Sınavlar, stres oranları yüksek ortamlardır ve bilinçaltı olumsuz davranışların ortaya çıkmak için buldukları en iyi zeminlerdir. Sağ beyin güçlü ise sınavlarda durum kendi kontrolündedir.

Bu olumsuz bilinçaltı davranışlar ortaya çıkmaya çalışsa da sağ beyin bunları bastırıp bertaraf edecek güce sahiptir.   Sağ beyin güçlü değilse, sınav esnasında kontrol kendisinden çıkar ve bir anda bilinçaltı olumsuz davranışların kontrolüne geçer.   Beyin hücreleri, canlı hücrelerdir ve her canlı gibi kendilerini koruma refleksine sahiptirler. Sınav ya da stresi yüksek ortamlarda kendilerine gelecek duygusal ve psikolojik baskıları önce sağ beynin kontrol etmesini beklerler.

Eğer sağ beynin kontrolü kaybettiğini gördükleri an endişe, korku ve kaygıya kapılıp kendilerini koruma pozisyonu alırlar ve şiddetine göre bilgi alış veriş ya da dağıtımını durdururlar. Ta ki sağ beynin kontrolü ele aldığını gördükleri ana kadar.   Sağ beyin, eninde sonunda kontrolü ele alacaktır.

Ancak aldığı o zamana kadar da iş işten geçmiş olacaktır.   Sınavlarda, bırakın öğrendiği bilgileri hatırlamama şöyle dursun, kendi adlarını dahi unutma olaylarının sebebi açıkladığımız durum kaynaklıdır.   O açıdan ergenlik öncesi sağ beyin gelişimi oldukça önemlidir.

Güçlü bir sağ beyin, sınav gibi her türlü stres ortamları İle her yaşta rahatlıkla başa çıkacak bir özgüvene daima sahiptir.  

Tüm anlatılanlar sebepli göstermektedir ki bir insanın kaderi ergenlik öncesi anne, baba, öğretmen ve sosyal çevreye bağlıdır. Ergenlik sonrası ise kaderin değişimi, insanın çabasına göre sadece Hakk’a aittir.  

Doğuştan akademik başarı yeteneği verilen bir çocuğun, ergenlik öncesi kaderini değiştirip sınav kaygısına sebep olmak; rızkına engel olmak, onun kaderini değiştirmek ve en önemlisi de onun büyük bir vebâlini almaktır.  

Sınav kaygısı İle nasıl mücadele edilir ?  

Özellikle ergenlik öncesi bir çocuk; yoğun ödev baskısına maruz bırakılmamalı, her türlü sıralamaya sebep olacak sınav, test ve deneme sınavlarından uzak tutulmalı, başka çocuklarla asla kıyaslanmamalı, duygusal açıdan travma oluşturabilecek her türlü davranışlardan uzak tutulmalı ve en başta söyleyeceğimizi sonda söyleniş olalım “Sağ beyin gelişimleri kesinlikle ihmal edilmemelidir.”   Günümüzde ortaokula kayıtlarda bile seçme sınavlarının olması, çocuklarımızın sınav kaygısından kaçamayacağını net göstermektedir.

O açıdan sınav kaygısı İle en etkin mücadele etme yolunun son söylediğimiz yol olan sağ beyin gelişimi olduğunu da net ifade etmiş olalım.   Çocuklarımızın geleceğini direkt etkileyip, kaderlerini değiştiren bu sınav kaygısı sorununun hiç oluşmamasının bize göre tek reçetesi;   Üniversite seçme sınavına kadar her türlü genel seçme sınavlarının kaldırılması, ilkokul süresinin yeniden 5 yıla çıkarılması, ergenlik çağına kadar tüm not, ders sınavı ve sol beyin ağırlıklı ödevlerin öğrencilerden uzak tutulmasıdır…